Herkese güzel bir hafta dileyerek yeni bir tarif daha eklemek istiyorum. Ama önce beni üzen bir konudan bahsetmek istiyorum size. Pekin’e gelmeden önce Türk mutfağının dünyanın üç büyük mutfağından biri olduğunu, bunun da tüm dünyada böyle kabul edildiğini zannederdim. Buraya gelip eşimin işi dolayısıyla diğer ülkelerden insanlarla bir arada olunca anladım ki pek de öyle değil. Evet yemeklerimizin lezzetli olduğunu duymuşlar ama o yemeklerin bizim olduğunu bilmiyorlar. Örneğin yoğurdumuz olmuş “Greek” (Yunan!) yoğurt, sarma, dolma, baklava, cacık, patlıcan salatası vb. ise Akdeniz lezzetleri olarak biliniyor. Hiçbirinde Türk adı bile geçmiyor. Yüzlerce yabancı restoranın bulunduğu Pekin’de bir tane Türk restoranı var fakat onun da mutfağımızı düzgün yansıttığını söylemek ne yazık ki çok zor.
Geçen seneden bu yana arada bir evimizde yabancı misafirlerimizi ağırlayarak onlara Türk mutfağından lezzetler tattırmaya çalışıyoruz. Ayrıca yemeklerimizin tariflerinden, hangi yörenin yemekleri olduğundan ve yediklerinin zengin mutfağımızın çok küçük bir parçasını yansıttığından bahsetmeyi de unutmuyoruz. Geçen sene yabancı bayanlara evimde bir “Cooking Class” da yaparak yine hem yemeklerimizi, malzemelerimizi tanıttım hem de birlikte mutfağa girerek kısırın nasıl yapıldığını gösterdim. Tabi Türk kahvesinin nasıl pişirildiğini de gördüler ve burada arap kahvesi adıyla yapılan ve tadını hiç beğenmedikleri kahvenin aslında çok lezzetli olduğunu söylediler. Tabiki çok mutluluk verici idi yemeklerimizi tanıtmak benim için ama bu konuda ne kadar eksik olduğumuzu görmek de bir o kadar üzücü idi. Ünlü şef, yemek kitabı yazarı ve TV programcısı Anthony Bourdain geçen sene Türkiye’ye gelerek bir program yaptı. Eğer izlemediyseniz izleyin. Yemeklerimizden çok etkilendi. Örneğin bir akşam yemeğinde gelen mezelerden bahsederken ”Bu yemekleri tek tek değişik ülkelerde yedim ama ilk defa hepsini aynı masada bir arada görüyorum.” dedi. Programın sonunda ülkemizi tanıtmak için milyonlarca dolar harcamamıza gerek olmadığını bunu yemeklerimizi tanıtarak çok daha kolay yapabileceğimizi söyledi.
Bu kadar lakırdıyı neden yaptım peki? Geçen akşam da yabancı konuklarımız yemek için bizdeydi. Onlara yine sevecekleri lezzetler hazırlamaya çalıştım. Bize ait olmayan bir tek cheesecake vardı bu menüde ama onu da fındıklı hazırlayarak Türk fındığından bahsetme şansını elde ettim :) Bu telaş arasında hızlıca fotoğraf da almaya çalıştım ama pek de istediğim gibi olmadı fotoğraflar. Zaten elimde yalnızca bu cheesecake ve irmik tatlısının fotoğrafı var.
Fındıklı Çikolatalı Cheesecake
Malzemeler:
Taban:
- 1 paket yulaflı bisküvi
- 80 gr tereyağı / margarin
Dolgu:
- 2 paket labne peyniri ya da krema peyniri (400 gr)
- 1 küçük paket sıvı krema (200 ml)
- 1 su bardağı toz şeker
- 3 adet yumurta
- 2 paket fındıklı çikolata
- 1 paket vanilya
Üzerine:
- ½ paket sıvı krema (100 ml)
- 60 gr bitter çikolata
Yapılışı:
- Önce kalıbınızın tabanına yağlı kağıt kesip koyun ya da yağlayın.
- Tabanını hazırlamak için bisküvileri elinizde ya da rondoda ufalayıp eritilmiş tereyağı ile karıştırın ve kalıbın tabanına bastırarak döşeyin.
- Peynirli dolgu için derin bir kaba peynirleri, kremayı, şekeri ve vanilyayı alarak iyice karıştırın. Ben bu aşamada bazen blendırdan yararlanıyorum.
- Yumurtaları karışıma teker teker ilave ederek her defasında çırparak karışıma yedirin.
- Fındıklı çikolatayı eritip (benmari usulü ya da mikrodalgada) ilave edin ve karıştırın. Tabanın üzerine boşaltın.
- Önceden ısıtılmış 180 derecedeki fırında 35-40 dakika pişirin. Cheesecake’in kenarları sertleşmiş ama ortası hala sallanıyorsa fırınınızı kapatıp kapağını hafifçe aralayarak soğumaya bırakın. Ilılınca dışarı alarak soğutun.
- Çikolata sosunu hazırlamak için kremayı küçük bir cezveye boşaltın. Çok kısık ateşte iyice ısıtın. Kaynamaya doğru altını kapatın ve küçük parçalara ayırdığınız çikolatayı içine koyup karıştırarak eritin. Ara sıra karıştırarak soğutun ve cheesecake’in üzerine dökün.
- Ben üzeri için fındık krokanlar hazırladım. Bunun için yarım su bardağı kadar şekeri kısık ateşte eritip rengi koyulaşınca ocaktan aldım. Çöp şişleri batırdığım fındıkları bu karamele batırıp ters çevirip çöp şişleri elmaya batırdım. Biraz soğuduğunda çöp şişleri fındıktan çıkartarak uzun kuyruklar yaptım. Biraz el çabukluğu istiyor. Ben de biraz daha çalışmalıyım bu konuda.
Merhabalar Pelin Hanım,
Cheesecake yapamam korkusu ile bugüne kadar hiç deneme cesareti gösteremedim. Taa ki sizin blog 'unuz ile tanışana kadar. Fındıklı çikolatalı cheesecake tarifinizi tüm püf noktalarına dikkat ederek yaptım ve HARİKA oldu. Gönlünüze, ellerinize sağlık…
sizin bu enfes yemekleri yiyenler, Turk mutfaginin guzelligini en derinden anlamistir, ellerinize saglik!